Bursa Tarihi
Bursa ve Çevresi
Bursa'da Tarihi Yapılar
Bursa'ya Dair
Bursa'da Ünlü İnsanlar
Bursa Müzeleri
Bursaspor
Bursa Doğal Güzellikler
Uludağ ve Dağ Turizmi
Bursa Kaplıcaları ve Termal Turizm

BURSA'YA DAIR | PICCINATO BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM PROJESI

Bursa Çarşı ve Hanlar Bölgesi’ nin iyileştirilmesinde ilk bütüncül yaklaşım piccinato projesi

Tarihi ticaret bölgeleri, Türkiye kentlerinin kültürel ve tarihi mirasları içinde önemli bir yere sahiptirler. Bu bölgeler, yalnızca kültürel bir mirasa ev sahipliği yapmanın ötesinde, ekonomik ve sosyal değerleri açısından da kentlerin ortak belleklerinde önemli yer tutmaktadırlar. Tarihsel süreklilik içinde, değişen sosyo-ekonomik koşullar ve doğal afetlerin etkileriyle dönüşüm geçiren bu mekanların yenilenmesi ve canlandırılmasına ilgili planlama çalışmaları genelde bütüncül bir anlayıştan uzak, parçacıl çözümler içermektedir. Bu parçacıl çözümler ise bu bölgelerin, fiziksel, sosyal ve ekonomik köhneme süreci ile karşı karşıya kalmalarına sebep olmaktadır.

Bursa Kapalıçarşı ve Hanlar Bölgesi, yüzyıllardır geçirdiği doğal felaketler ve sosyo-ekonomik dönüşümlere rağmen kendi mekansal bütünlüğü ve özgün mimari niteliğini büyük oranda korumaktadır. Ayrıca bu bölge, ekonomik ve sosyal olarak da değerini hala koruması açısından Türkiye'deki tarihi ticaret bölgelerinin en özgün örneklerinden birisidir. Bursa Kapalıçarşı ve Hanlar Bölgesi ile ilgili olarak yakalanan bu başarının ardında 1958 Bursa Yangını'ndan sonra İtalyan mimar-şehir plancısı Prof. Luigi Piccinato'nun önerdiği iyileştirme projesinin önemli bir katkısı bulunmaktadır. Bu proje, yangında büyük oranda tahrip olan bölgenin sosyal, ekonomik ve fiziksel olarak bütüncül bir şekilde yeniden canlandırılmasını hedeflemektedir. Bu çalışma kapsamında, 1958 Bursa Yangını'ndan sonra hazırlanan Piccinato Projesi'nın hedefleri, içeriği ve uygulama sürecinin tartışılması amaçlanmaktadır. Yapılacak bu tartışmanın, tarihi ticaret bölgesi ile ilgili olarak bundan sonra geliştirilmesi düşünülen projelere ışık tutacağı düşünülmektedir.

BURSA KAPALIÇARŞI VE HANLAR BÖLGESİ:

Osmanlı İmparatorlğu'nun ilk başkenti olan Bursa, İpek Yolu gibi bir ticaret aksı üzerinde yer alması dolayısıyla 16. yüzyıla kadar önemli bir ticaret şehri olmuştur. Bursa aynı zamanda Batı Anadolu'dan Karadeniz'e yapılan pamuk ticaretinin önemli durak noktalarından birisidir. İtalya ve diğer Avrupa ülkelerinden şehre gelen yünlü ve ipekli dokumalar Bursa'nın ticari önemini uluslararası alanda daha da arttırmıştır. 16. yüzyıla kadar hemen hemen her başa geçen hükümdar döneminde şehrin ticari merkezine yeni bir han yaptırılmıştır. Şehrin ticaret merkezine bu kadar çok hanın yaptırılması, Bursa'nın o dönemki ticari öneminin en belirgin göstergelerinden biridir(Faroqhi, 1994:7).

Şehrin ticaret merkezini oluşturan ilk yapı taşları Orhan Gazi döneminde yapılan Emir Han, Orhan Cami ve Orhan Hamamıdır. Orhan Bey'in ölümünden sonra oğlu Murat Hüdâvendigâr Emir Han'ın güney batısına "Kapan Hanı" yaptırır. Kapan Han'dan sonra Yıldırım Beyazıt döneminde Emir Han'ın kuzeyinde "Bedesten" yapılır. Bu denli önemli ticaret yolları üzerinde yer alan Bursa'da gezginci tüccarların varlığı ve uzak mesafe ticaretinin gelişimine bağlı olarak Bedesten'in yapılması şehrin ticari önemini daha da arttırmıştır. Emir Han ve Bedesten'in inşasından sonra Mehmet Çelebi zamanında Arabacılar Hanı, Geyve Hanı ve Yeni İpek Han yaptırılmıştır. Bu hanların inşasıyla birlikte doğu-batı doğrultusunda, kuzeyinden sınırlanmış "Uzun Çarşı" aksı şekillenmeye başlamıştır. 15. Yüzyıl sonlarında güneyde Koza Han ve kuzeyde Fidan Han'ın yapılmasıyla kuzey ve güney yönlerinden sınırlanmış Uzun Çarşı aksı belirgin hale gelmiştir. Zamanla Uzun Çarşı aksının iki yanında, hanlara sırtlarını dayamış küçük iş yerleri kurulmuş, sonradan da üstleri kapatılmıştır. Böylece Bursa Kapalıçarşısı'nın ilk yapı taşları olan "sahaflar" ve "aktarlar" bölümlerinin oluşturduğu ilk örtülü çarşı ortaya çıkmıştır. Zamanla kuzeye doğru giderek Bedesten'le birleşen bu çarşı, 1420'lerde Gelincik ve Sipahi Han'larının yapılmasıyla kuzey yönündeki ilerlemesini sürdürmüştür. Bursa tarihi ticaret merkezinin biçimlenme süreci 16. yüzyıla kadar devam etmiştir. 17. ve 18. yy'larda tarihi ticaret yollarının önemlerini kaybetmelerinin etkisiyle bu bölgenin gelişimi bir duraklama dönemine girmiş; bu dönemde önemli bir ticari yapı yapılmamıştır. 19. yy'da Bursa'da yaşanan sanayileşme hareketlerinin mekansal etkileri bu bölgede de görülmüş; bu dönemde açılan trafik yolları ile bölge sınırlandırılmış hale gelmiştir. Ayrıca, bu dönemde, dışa açılan üretim ilişkilerinin yansıması olarak, bölgeye endüstri öncesindeki dönemlerde var olmayan yeni bina tipolojileri eklenmiştir. 20. yy sonrasındaki dönemde ise kentin geçirdiği sosyal ve ekonomik değişimlerin yansıması olarak, bölgenin mimari kimliği ile uyuşmayan çok sayıda yeni bina eklenmiş ve bölgede çeşitli düzenlemeler yapılmıştır.

Bursa'daki tarihi ticaret merkezi uzun geçmişi boyunca sosyal ve ekonomik hayattaki değişimlerin etkileriyle yaşadığı dönüşümlerin yanında pek çok afetlerle de karşılaşmıştır. Bu afetlerden ilki 1584 yılında Emir Han'ın kuzeyinde Aktarlar Çarşısı olarak adlandırılan bölümde çıkan yangın sonucunda yaşanmıştır. Bu yangınla birlikte Emir Han'ın bazı bölümleri zarar görmüştür. Bundan neredeyse çeyrek asır sonra 1608'deki Celali İsyanı sırasında Kapalıçarşı'da yangın çıkmış, çarşının büyük bölümü bu yangında hasar almıştır. Bu bölgedeki bir diğer yangın ise 1755'te çıkmış ve Kazzâzhane, Sipahi Çarşısı ve Saraçhane kısımlarında önemli ölçüde zarara sebep olmuştur. Bu yangından bir yüzyıl sonra yaşanan 1854 büyük Bursa depremi ve bu deprem sonrasında çıkan yangın Kapalıçarşı ve Hanlar bölgesini büyük ölçüde etkilemiştir. Bundan sonraki 1889 ve 1927 yangınları da Koza Hanı ve Tuz Pazarı bölgesindeki pek çok dükkanın hasar görmesine sebep olmuştur.

1958 BURSA KAPALIÇARŞI VE HANLAR BÖLGESİ YANGINI VE PİCCİNATO PROJESİ:

1958 yılının Ağustos ayında Sahaflar Çarşısındaki bir cilt atöyesinde başlayan yangın kısa sürede bütün çarşı alanını sarmış ve tarihi ticaret merkezinin neredeyse tümünü tahrip etmiştir. Yangın sonrasında dönemin başbakanı Adnan Menderes ve ilgili devlet görevlileri Bursa'ya gelerek incelemelerde bulunmuşlardır. O zamanlar İmar-İskan Bakanlığı yeni kurulmuş ve İmar Kanunu da bu yangının bir yıl öncesinde kabul edilmiştir. Bu yasal imkandan yararlanarak Bursa'nın planlamasının yapılması kararı alınmıştır. Bu dönemde İstanbul'un planlamasında danışman olarak görevli bulunan Prof. Dr. Luigi Piccinato'ya Bursa'nın planlanması için de danışmanlık yapması teklif edilmiştir. Bu teklifi kabul eden Piccinato, Emin Canpolat başkanlığında bir ekip ile birlikte hem çarşı alanının yeniden planlanması, hem de Bursa'nın nazım planının hazırlanması çalışmalarına başlamıştır.

Piccinato yangından 4 gün sonra Bursa'ya geldiğinde, hala daha yangın sonrası kalıntıların için için yanmaya devam ettiğini belirtmektedir. Bu korkunç manzara içinde Picinato'ya göre yeni bir felaket daha yaşanmaktadır: çünkü, buldozerler alana girmiş ve alanı teraslar halinde düzleyerek tarihi dokuyu harap etmeye başlamışlardır. Piccinato bu yıkımı durdurmuş ve buldozerlerin yalnızca alanı temizlemelerini sağlamıştır. Bu arada da bu alanın yeniden inşası için yangın öncesindeki durumu, belgeler ve kaynaklar aracılığıyla tespit çalışmalarına başlanmasını istemiştir. Hanlar Bölgesinin yangın öncesi yapısı hakkında bilgilenme sürecinde daha önce Bursa'da önemli incelemeleri bulunmuş olan Albert Gabriel'in eserlerinden de yararlanılmıştır (Piccinato, 1961: 1243). Piccinato ve ekibinin yangın öncesindeki durumun tesbiti için yaptıkları araştırma çalışmalarına, bu alandaki kazı çalışmaları ile devam edilmiştir. Yapilan kazılarda yer yer 2,5 m. derinliğe kadar inilmiş ve bu irtifada bölgenin bundan önce de üç kez yangın geçirmiş olduğu anlaşılmıştır. Bu çalışmalarda ortaya çıkan kimi bulgular ekibi, Hanlar Bölgesinin antik dönemden de izler taşıyp taşımadığını sorgulamaya yönlendirmiş ve çalışmalar sonucunda alanda Bitinya mezarları bulunmuştur. Bu verilere dayanarak, alanın tarihi geçmişinin yalnızca Osmanlı Dönemiyle sınırlı olmadığını, çok daha eskilere, Bitinya Uygarlığı'na kadar dayandığını ortaya çıkmıştır.

PİCCİNATO'NUN BÜTÜNCÜL PLANLAMA ANLAYIŞI:

Tarihi kentsel alanlar yalnızca içlerinde barındırdıkları binalar ve diğer yapılı çevre ürünleri dolayısıyla değil; aynı zamanda bu alanların kullanıcısı olan insanların tarihi geçmişlerini, kültürel değerlerini de içeren mekanlar olmaları sebebiyle değerlidirler. Dolayısıyla, tarihi kentsel alanların korunması ve canlandırılması, ancak bu alanların fiziksel, ekonomik ve sosyal özelliklerinin birarada korunup canlandırılmasıyla başarılı olabilmektedir. Tarihi alanların korunması ile ilgili bu bütüncül yaklaşım, 1975 yılında yayınlanmış olan Amsterdam Bildirisi'nde şöyle ifade edilmektedir "tarihsel mirasların koruma ve canlandırılmasında, yaşam çevrelerini oluşturan fiziksel, ekonomik ve sosyal değerler gözardı edilemez. Amderstam Bildirisi nden tam 17 yıl önce, 1958 yılında Piccinato benzer bir anlayışla Kapalıçarşı ve Hanlar Bölgesi için bütüncül bir koruma yaklaşımı önermiştir. Piccinato'nun projesinde fiziksel dokunun iyileştirilmesinin yanında, sosyal ve ekonomik yapının da iyileştirilmesine yönelik bir hassasiyet göze çarpmaktadır.

Fiziksel yapının iyileştirilmesiyle ilgili olarak, özgün mimari dokunun olabildiğince korunup yaşanabileceği bir öneri hazırlamıştır. Bu öneride öncelikle hanların ve Bedesten'in özgün hallerine uygun olarak restore edilmeleri ve etraflarını saran hafif strüktürden oluşan dükkanların temizlenmesi öngörülmüştür. Yangın öncesinde tek katlı olan Kapalıçarşı, bir katı zemin altında olmak üzere üç katlı olarak yeniden tasarlanmış, üzerinin ahşap tonoz örtüsü yerine ahşap plakalardan oluşan başka bir örtü önerilmiştir. Bugün Bakırcılar Çarşısı olarak kullanılan yerde ise ortası avlulu iki katlı bir pasaj tasarlanmıştır. Bu pasajın mimari diline uygun olarak bugün İvaz Paşa Çarşısındaki dükkanlar, Eski İpek Han ve Bedesten arasında kalan dükkanlar için yeni yapılaşmalar önerilmiştir. Bugün Uzun Çarşı diye nitelendirilen kısmın Koza Han girişi hariç olmak üzere üzerinin örtülmesi de düşünülmüştür.Yapılı fiziksel çevre haricinde, doğal çevrenin korunması konusunda da hassasiyete sahip olan Piccinato doğal çevrenin iyileştirilmesiyle ilgili düşüncelerini şöyle ifade etmiştir:

"Doğal olarak, yok olan ağaçların yeniden ekilmesi gerekecektir. Ancak, ağaçlar gür bir biçimde boy verdiklerinde, işin tamamlanmış olduğu söylenebilecek ve yeniden Yeşil Bursa'dan söz edilebilecektir".

Ekonomik yapının iyileştirilmesiyle ilgili olarak, yeni geliştirilen projede yangın öncesindeki dükkan sayısının aynen korunması hedeflenmiştir. Ancak gürültülü bir çalışma ortamına sahip olan ve büyük çalışma alanları gerektiren zanaat etkinliklerinin tarihi ticaret merkezinin dışında bir yere kaydırılması önerilmiştir. Yangın öncesinde bu alanda yer alan arabacılar, tenekeciler, demirciler ve marangozlar kentin doğu tarafında yer alan ve nazım planda öngörülen yere taşınmaları öngörülmüştür. Böylelikle, bu alanda üretim ve ticaretin birarada olmasının getirdiği yoğunluğun azaltılarak, perakende ticaret birimlerine daha geniş bir yer sunabilme amaçlanmıştır. Sosyal yapının iyileştirilmesiyle ilgili olarak, tarihi ticaret merkezinde yer alan, işlevini kaybetmiş hamamların kafe, restoran gibi sosyal hayatı canlandıracak ticaret birimlerine dönüştürülmesi önerilmiştir. Buna ek olarak, alandaki sosyal hayatı canlandırabilmek için ulaşılabildiğin arttırılması düşüncesine önem verilmiştir. Piccinato bu düşünceyi şöyle ifade etmiştir:

"Eski ticaret merkezinin yer aldığı bölgenin tamamı, yalnızca yaya trafiğine ayrılmış bir mıntıka olarak düşünülmüştür. Bu amaçla, araçların park etmesi için ayrılmış yeterli park yerleriyle araç trafiği, bütünün çeperleriyle sınırlı tutulmuş, böylece bütüne eski işlevi ve eski fizyonomisi kazandırılmıştır".

 SONUÇ:

1965 yılında Kapalıçarşı ve Hanlar Bölgesi'nin yeniden yapılandırılması çalışmaları sonuçlandırıldığında bu alan için hazırlanan öneriden çok daha farklı bir manzara ortaya çıkmıştır. Piccinato'nun Bakırcılar Çarşısı için tasarladığı o dönemin popüler alışveriş mekanı tipolojilerinden olan "pasaj"in yerine üzeri tonozla örtülmüş, Kapalıçarşı'nın devamı niteliğinde bir başka yapı getirilmiştir. Bununla birlikte Piccinato'nun yeni bir yapılaşma öngördüğü Hacı İvaz Paşa Çarşısı özgün hali ile yeniden inşa edilmiştir. Piccinato Projesi'nde üzeri açık bırakılmış olan, Kapalıçarşı ve Bedesten arasında kalan dükkan alanlarının üzeri kapatılmıştır. Ulucami'nin doğusunda bulunan Yorgancılar Çarşısının da üzeri örtülerek Kapalıçarşı ile bağlantısı sağlanmıştır. Ayrıca, yine bu planda önerilmiş olan hamam binaları ile ilgili sosyal aktivitelere yönelik olarak işlev değişikliği tam olarak gerçekleştirilmemiş; bu mekanlar da ticari fonksiyonlarla yeniden işlevlendirilmiştir.

Her ne kadar, Piccinato ve ekibinin 1958 yılında hazırlamış olduğu bu proje tam olarak uygulanamasa da, Piccinato'nun bu bölge ile ilgili olarak önerdiği bütüncül koruma ve yaşatma anlayışı Kapalıçarşı ve Hanlar Bölgesi'nin bugüne taşınmasında önemli bir kazanımdır. Bu bölgenin sit alanı olmasıyla ilgili kararın 1979 yılında çıkmasının çok öncesinde Piccinato'nun ortaya koyduğu bu koruma anlayışı sayesinde Bursa özgün bir kültür değerini koruyabilmiştir.